31 Mayıs 2020 “Dünya Tütünsüz Günü”
22 Aralık 2020

31 Mayıs tarihi, tütün ürünü kullanımının sağlık ve diğer zararları konusunda toplumda farkındalık oluşturmak, tütün ürünü kullananlara bırakmaları yönünde bilinç kazandırmak, tütün dumanına bağlı pasif maruziyeti önlemek ve sağlıklı yaşam davranışlarını geliştirmek amacıyla Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Dünya Tütünsüz Günü” olarak ilan edilmiştir.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 31 Mayıs Günü “Dünya Tütünsüz Günü”, amaca yönelik çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.

Küresel tütün salgını, önlenebilir hastalık ve ölüm sebepleri arasında ilk sırada yer almakta ve dünyada her yıl 8 milyondan fazla kişinin ölümüne sebep olmaktadır. Bu ölümlerin 7 milyondan fazlası doğrudan tütün kullanımından, yaklaşık 1,2 milyon ölüm ise sigara içmediği halde pasif etkilenime maruz kalımdan kaynaklanmaktadır.

Tütün endüstrisi uzun yıllardır, gençleri tütün ve nikotin ürünlerine çekmek için stratejik ve agresif satış yöntemlerini kullanmaktadır. Her yıl tütünle ilgili hastalıklardan ölen milyonlarca insanın yerine yeni tüketicilerin -gençlerin- koyulabilmesine yönelik ürün tasarımları çeşitli pazarlama kampanyaları bunların en başında gelen yaklaşımlardır.

Tütün ve nikotin endüstrisi kişisel seçim özgürlüğünü destekliyormuş gibi davranmakta ancak kendilerine kâr sağlamayı hedeflemekte ve her yıl hayatları ile ödeme yapan milyonlarca müşteri kazanmaktadır.

Günümüzde kitlesel ölümlere ve sosyal/ruhsal travmaya yol açan bir salgınla karşı karşıyayız. Maalesef COVID-19 salgını tüm dünyayı etkisi altına almıştır.

Tütün ürünü kullananların akciğerlerinin savunma mekanizmasının bozulması, mukus artışı gibi sebepler akciğer ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma riskini artırmaktadır. Bu durum doğal olarak, sigara içen kişilerin sigara içmeyenlere kıyasla COVID-19’a yakalanma riskinin de daha yüksek olduğu anlamına gelmektedir.

Çin'de yapılan bir çalışmada, erkeklerin koronavirüs enfeksiyonları için hastaneye yatırılma riskinin daha yüksek olduğu ve bu gözlemin nedeninin ülkede erkeklerin kadınlardan çok daha fazla sigara içmesiyle ilgili olabileceği düşünülmüştür.

Yine başka çalışmada, COVID-19'lu hastalardan sigara öyküsü olanların pnömoni gelişme olasılığının sigara içmeyenlere göre 14 kat daha fazla olduğu bulunmuştur.

İkinci el tütün dumanın da benzer etkileri vardır. Bu da özellikle tütün dumanına maruz kalan çocuklar ve kronik hastalığı bulunan yaşlılar açısından riski artırmaktadır.

Dikkat edilmesi gereken bir başka husus da tütün ürünü kullanımı sırasında kontaminasyon riski yüksek olan ellerin; dudaklar ve ağızla temas etmesidir. Bu durumun, COVID-19’un yayılımını kolaylaştırdığı açıktır.

Ayrıca COVID-19’un temas ve damlacık yoluyla kolayca bulaştığı düşünüldüğünde vücut salgılarını taşıyan sigara izmaritlerinin de ne denli risk oluşturduğu göz ardı edilmemelidir. Sigara izmaritleri dünyadaki en yaygın plastik çöp türüdür. Dolayısıyla Suyu kirleten ve çevreye zarar veren toksinlerinde yayılmasında aracıdır. Salgın nedeniyle uygulanan ulaşım ve sosyal temasın kısıtlanması önlemleri sonucunda tüm dünyada çevresel anlamda bir iyileşme, hava ve su kalitesinde artış gözlemlenmiştir. Tüm bu gelişmeler, doğanın nefes almasına neden olmuştur. Bizler de bu güzel gelişmelere hem tütün dumanını hem izmarit atıklarını azaltarak destek olabiliriz.

Hepsinden önemlisi ise görsel kirliliği önlemektir. Geleceğimizin umudu çocuklarımız ve gençlerimizin rol model olarak kabul ettiği kişilerin, özellikle babaların ve annelerin, kendi sevdikleri için sigaranın görünürlüğünü yok etmeleri gerekmektedir.

Bununla birlikte bir tütün ürünü olan nargile, sadece koronavirüs açısından değil, hepatit, tüberküloz, herpes gibi diğer bulaşıcı hastalıklar açısından da büyük risk faktörüdür. Onlarca kişinin nefes alıp vermesinden dolayı marpucun içinde ve duvarlarında oluşan mikrop ve bakteri tabakası solunum yoluyla kolayca bir kişiden diğerine geçmektedir.

Nargile kafeler ortak kullanım alanları olup COVID-19 hastalığının bulaşması için riskli mekanlar olduğundan salgının ülkemizde görüldüğü ilk günlerden itibaren kapatılarak önlem alınmıştır.

Türkiye’de kalp-damar hastalığı bulunanların %75’inde, akciğer kanserine yakalanan hastaların ise %70’inde ana sebep sigara kullanımıdır. Bu ve benzeri diğer sebepler göz önünde bulundurulduğunda nargile ve elektronik sigara dahil olacak şekilde tütün ürünü kullananların vakit kaybetmeden bu bağımlılıklarından kurtulmaları kendileri için yapabilecekleri en iyi davranış biçimi olacaktır.

Bu süreçte pasif etkilenimde de aynı risklerin devam ettiği göz önünde bulundurulduğunda sadece nargile kafeler değil, kapalı alanların tümünde tütün dumanına maruz kalınmamalı ve diğer kişileri de dumana maruz bırakılmamalıdır.

Sigaranın ekonomik boyutu da en az sağlık kadar önemli durumdadır.  2019 yılında ülkemizde 119,75 milyar adet sigara satışı gerçekleşmiştir. Bu rakamlar göz önünde bulundurulduğunda vatandaşlarımız tarafından sadece sigaraya yaklaşık 78 milyar TL harcanmıştır.

Sigaranın doğrudan veya dolaylı olarak yol açtığı hastalık, ölüm ve bunlara bağlı işgücü kayıpları ile oluşturduğu diğer psikolojik travmalar düşünüldüğünde, kaybın telafisi mümkün olmamaktadır. Bu nedenle önemli olan sigaraya hiç başlamamaktır. Bir şekilde başlandıysa da bir an önce bırakılmasıdır.

Bu aşamada da Bakanlık olarak imkanlarımızı sonuna kadar vatandaşlarımızın hizmetine sunduk ve sunmaya devam edeceğiz. Bırakmak isteyenlere yönelik gerek ALO 171 Sigara bırakma danışma hattı ile 7/24 esasına göre gerekse polikliniklerimiz vasıtasıyla ve tedavide kullanılan ilaçların ücretsiz sunulmasını sağlayarak destek olmaya devam edeceğiz.

27 Ekim 2010 tarihinde hizmete açılan ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattında, 7 gün 24 saat, sigara bırakma konusunda uzman danışmanlar tarafından canlı destek sağlanmaktadır. Hattımıza başvuran vatandaşlarımızın sigara kullanımına ilişkin alışkanlıklarını tespit etmek ve nikotin bağımlılık düzeyini belirlemek amacıyla nikotin bağımlılık testi uygulanmaktadır. Tespit edilen bağımlılık düzeyine göre; kişiye özel sigara bırakma planı yapılmakta ya da hekim kontrolünde sigarayı bırakmak isteyenler, sigara bırakma hizmeti sunan sağlık birimleri hakkında bilgilendirilerek sigara bırakma polikliniklerine yönlendirilmekte ve bu kişilere en yakın sigara bırakma polikliniğinden randevu da alınmaktadır.

ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı faaliyete geçtiği günden bugüne kadar karşıladığı günlük ortalama çağrı sayısı 4000 civarındadır. 2019 yılında danışma hattı tarafından toplam 1.246.827 çağrı karşılanmıştır. Bunların %10’una bırakma planı yapılarak danışma hattı tarafından takip ve destek vermesi sağlanmıştır.  Yine arayanların %17’si polikliniklere yönlendirilerek hekim kontrolünde süreci yürütmeleri desteklenmiştir.

 Bu kapsamda sigara bırakma planı yapılarak takip edilen kişiler 1. hafta, 1. ay, 2. ay, 3. ay, 6. ay ve 12. ayın sonu olmak üzere yılda en az 7 defa geri dönüş aramasına tabi tutulmaktadır. İhtiyaç halinde ve tamamen danışanla ortak karar verilerek bu arama periyotları daha da sıklaştırılabilmektedir. Bu şekilde plan yapılanların 1 yılın sonunda sigarayı bırakma oranları %20,6’dır.

Yine sigara bırakma polikliniklere yönlendirilen kişiler benzer takip süreçlerine dahil edilerek poliklinikler desteklenmekte ve bütüncül bir modelle hastalarımıza yardımcı olunmaktadır. Sigara bırakma polikliniklerinde de 1 yıllık bırakma oranları yaklaşık %35’ler civarındadır. Yine danışma hattına yönelik hizmet kalitesinin ölçülmesi ve memnuniyet araştırmalarında vatandaşların %97 oranında verilen hizmetten memnun olduğu görülmektedir. 

Danışma hattının memnuniyet oranları ile gelen çağrı sayısı ve 1 yıllık sigara bırakma oranları birlikte değerlendirildiğinde dünyaya örnek olacak şekilde başarılı bir hizmetin sunulduğu görülmektedir. 

Ancak sunulan hizmet ne kadar başarılı olsa da, çok güçlü bir sağlık alt yapısı hizmete sunulmuş olsa da gönüllü ve yüksek motivasyonla vatandaşlar tarafından bu hizmetler kullanılmadığı müddetçe istenilen başarılı sonuçların elde edilmesi mümkün değildir. Bu sebeple tütünle mücadeledeki en önemli partnerimiz doğrudan vatandaşlarımızdır. Dolayısıyla 31 Mayıs tarihini bir fırsat bilerek kendilerinin ve sevdiklerinin beden ve ruh sağlıkları için, hali hazırda var olan güçlü sağlık alt yapımızdan destek alarak sigarayı bırakmalarını tavsiye ediyoruz.