Günümüzde fiziksel aktivite konusunda
toplumun bilgi düzeyinin yetersiz olması, fiziksel aktivitenin sağlık için
öneminin yeterince anlaşılamaması ve giderek daha hareketsiz bir yaşam tarzının
benimsenmesi, toplumda obezite, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon,
diyabet, osteoporoz gibi kronik hastalıkların görülme sıklığını artıran önemli
nedenlerden biri olmuştur. Bu hastalıklar için bir risk faktörü olan fiziksel
inaktivite yani hareketsizlik de dünya genelindeki ölümlerin dördüncü
önde gelen risk faktörü olarak belirlenmiştir.
Toplumun büyük bir çoğunluğunda “fiziksel aktivite”, “spor” kelimesi ile
eşanlamlı olarak algılanmaktadır. Oysa fiziksel aktivite, günlük yaşam içinde
kas ve eklemlerin kullanılarak enerji harcaması ile gerçekleşen, kalp ve
solunum hızını artıran ve farklı şiddetlerde yorgunlukla sonuçlanan aktiviteler
olarak tanımlanmaktadır. Bu kapsamda spor aktivitelerinin yanı sıra egzersiz,
oyun ve gün içinde yapılan çeşitli aktiviteler de fiziksel aktivite olarak
kabul edilmektedir.
Ülkemizde Durum: Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yapılan Türkiye Sağlık Araştırması
sonuçlarına göre 2014 yılında 15 yaş üzeri %38,5’i çoğunlukla oturduğunu, %53,3’ü
orta derecede fiziksel güç gerektiren işler yaptığını,%8,2’si ağır iş veya
fiziksel güç gerektiren işler yaptığını; 2016 yılında ise %41,1’i çoğunlukla
oturduğunu, %53,0’ı orta derecede fiziksel güç gerektiren işler yaptığını, %5,9’u
ağır iş veya fiziksel güç gerektiren işler yaptığını beyan etmektedir.
Türkiye Beslenme Sağlık Araştırması (TBSA) 2017 verilerine göre 15 yaş ve
üzeri bireylerde Obezite % 31,5 olarak belirlenmiştir. Kadınlarda bu oran %39.1
iken erkeklerde %24.6 ‘dır. 15 yaş ve üzeri bireylerde fiziksel inaktivite ise
% 42,4 bulunmuştur..
COSI-TUR 2016 verilerine göre çocukluk çağı obezite ve fazla kiloluluk 2.
Sınıf öğrencilerinin 1/4’ü obez (%24.5) veya fazla kilolu iken ortaokul
öğrencilerinde bu oran yaklaşık 1/3 (%30.1) tür. Lise öğrencilerinde ise fazla
kilolu veya obez öğrenciler tüm lise öğrencilerinin 1/5 (%20.6)’ini
oluşturmaktadır.
Ülkemizde ortaokul (10-14 yaş) ve lise öğrencileri (15-18 yaş)
fiziksel uygunluk karnesi verilerine göre kız ve erkek çocukların mekik ve
şınav testi sonuçları referans değerler ile uyumlu görülmüştür.
Bu araştırmalar ışığında; Ülkemizde de fiziksel aktivite düzeyini artırmak
amacıyla hedefler belirleyerek stratejiler geliştirmek, toplumu fiziksel
aktiviteye özendirmek, fiziksel aktiviteye ulaşma engellerini ortadan kaldırmak
için yerel ve ulusal düzeyde çalışmalar yapılmaktadır.
Eylem Planları: Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Fiziksel aktivite ve sağlık küresel eylem planı
2018-2030’u “Daha sağlıklı bir dünya için daha aktif bireyler” başlığı
ile duyurmuştur.
Bakanlığımız tarafından yürütülmekte olan Türkiye Sağlıklı Beslenme ve
Hareketli Hayat Programı kapsamında Fiziksel Aktivite Eylem Planı 2019-2023
hazırlanmıştır.
Fiziksel aktivitenin sağlığın koruyucu ve geliştirici etkisinin
görülebilmesi için günlük aktivitelerin yanı sıra yetişkin yaş grubunda
haftanın 5 (beş) günü en az 30 dakika; 5-17 yaş grubu için ise günde en az 60
dakika orta şiddette fiziksel aktivite yapılmalıdır. Orta şiddette fiziksel
aktivite, solunum veya kalp atış hızında küçük artışlara neden olan orta
düzeyde fiziksel efor gerektiren fiziksel aktivitedir. Bunu şu şekilde
tanımlayabiliriz; yapılan aktivite esnasında kişi konuşabilir fakat şarkı
söyleyemez.
Tempolu yürüyüş orta şiddette aktiviteye
en iyi örneklerden birisidir.
·
Yürüyüşü günlük aktiviteleriniz içerisine kolayca yerleştirebilirsiniz.
·
Gün içerisinde toplu taşım aracı kullanıyorsanız ineceğiniz yerden bir–iki
durak önce inip yürüyebilir veya arabanızı gideceğiniz yerin önüne değil birkaç
sokak uzağa park ederek gideceğiniz yere yürüyebilirsiniz.
·
Size en yakın belediyelere ait yürüyüş yollarından veya Gençlik ve Spor İl
Müdürlüğü’ne ait spor tesislerinden faydalanabilirsiniz.
·
Tek başınıza egzersiz yapmaktan hoşlanmıyorsanız arkadaşlarınızla yürüyüş
grupları oluşturabilirsiniz.
·
Yürüyüşü ailece birlikte zaman geçireceğiniz keyifli bir aktiviteye
dönüştürebilirsiniz.
“Günlük yaşamı mümkün olduğunca aktif geçirmek sağlıklı bir yaşamın ilk
adımıdır.”
Fiziksel aktiviteden daha fazla yarar elde edebilmek ve sağlığı koruyup
geliştirebilmek için düzenli olarak yapılmalı ve yaşamın bir parçası haline
getirilmelidir.
1991 yılından bu yana, her yıl Ekim ayının ilk hafta sonu, Dünya Yürüyüş
Günü kutlanmaktadır. Ülkeler farklı günler de belirleyebilmektedir. Ülkemizde
de her yıl 3-4 Ekim de Dünya Yürüyüş Günü çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.
Dr. Mustafa KASAPOĞLU
İl Sağlık Müdürü